Ne kara günler. Her yer acı. Bu tek başına yeter aslında ama biz onunla bununla uğraşmaktan yas falan tutamıyoruz…
Önce hükümet sinirleri
bozdu. “Duygusuz” duyguluyuz halleri, vicdansız konuşmalar, neredeyse bizleri
suçlayacak kadar pişkin ve saçma temellere dayanan tipik savunmalar… İşçi
yakınlarını darp ettiler. Kırılan
potları saymıyorum bile. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır. Ölümü kanıksamış bir millet
olarak tepemizdekilerin ağızlarından çıkanlara şaşırmak ironik olur. Bazen
düşünüyorum. Hiç olmasalar keşke ne güzel olurdu… Ama maalesef senin benim kafamdaki
dünya, yaşadığımızla alakasız. Ne yapsan uymuyor. Olmuyor, olduramıyoruz.
Olayın üstünden
neredeyse bir hafta geçmesinden de yola çıkarak başka bir açıdan yaklaşmak
istiyorum bu olanlara. Benim canımı asıl sıkan, milletçe ne sevinmeyi ne de üzülmeyi bilmememiz.
Her şeyi başka tarafa çekmemiz, okuduklarımızı/dinlediklerimizi yanlış anlamamız… En beteri de ağzımızdan çıkan,
beyin süzgecinden muaf sözcükler.
Salı akşamı oldu
olanlar. O akşam Tarkan konseri vardı. Vay efendim Tarkan neden konser vermiş,
bir Rihanna kadar olamamış… Yahu o akşam ben de dışarı çıktım. Olanlardan haberimiz
o saatlerde oldu. Bu olanlar önceden vahiy inse zaten herkes programını iptal
ederdi. Kaldı ki bence bu ülkedeki en duyarlı sanatçılardan biri Tarkan. Ama o
kadar çok seviyoruz ki birilerini linç etmeyi, o kadar hırslıyız ki başarılı,
sevilen insanlara… Klavyeyi eline alan coşuyor…
Klavyeyi eline alan
durmuyor… “Yastayız” diyor, “kömür”
diyor, “ömür” diyor… Yazılanların yüzeyselliği… Herkes bir şey söylemek için yazıyor. Bu gibi
durumlarda sinirim bozulmadığı tek yer facebook. Çünkü oradaki arkadaşlarım
zaten temizleye temizleye listemde kalmış en duyarlı insanlar.
Televizyon kanallarına
ne demeli… İçli bir müzik eşliğinde Soma’dan felaket görüntüleri… . Başlıyorlar
şiire edebiyata ardından. Televizyon kanalları demişken. Güya yastayız ya. Dizi
yok. İlk günler film, takip eden günler dizilerin tekrarı… Dizinin tekrarını izlerken yastasın ama yeni
bölüm saygısızlık olur öyle mi?
Soma’ya giden
sanatçılar… Bence o insanların ,hiç değilse şu günler, size hiç ihtiyacı yok.
Hele reklamınızı yapmanıza hiç. Hele reklam malzemesi olmaya hiç mi hiç.
Instagram’da “Soma” temalı yiyecek/içecekleri koyup güya bu felaketi ananları gördüm . Yüzünü
boyayıp selfie çekenleri. Ya da sadece “yastayım” selfiesi çekenleri…
Siz şaka mısınız?
Yas böyle tutulmaz. Üzüntünün
de bir adabı vardır.
“Ömrü boyunca yolda
gördüğü temizlik işçisine ‘kolay gelsin’
bile demeyecek insanların sahte yasları
midemi bulandırıyor.” diye bir yazı okudum geçenlerde. Çok doğru. Halkın içinde olmayan, kendini üstün gören,
kibir budalası tiplerin yasları çok komik oluyor kimse kusura bakmasın.
Kimse kusura bakmasın
biz milletçe ne sevinmeyi bildik ne üzülmeyi… Takımımız şampiyon oldu dükkan
camı indirdik, küfür ettik. Düğünümüz vardı, coşkuyla silah çektik, masum
öldürdük. Asker uğurlamaya giderken trafik kazası yaptık, yeni yıla giriyoruz diye ne bulduysak içtik
bütün gece kustuk.
Kimse kusura bakmasın
biz milletçe ne sevinmeyi bildik ne üzülmeyi…
Şehitleri unuttuk… Ölen maden işçisinin adetine göre yas tuttuk… En kötüsü de O’nlar öldü biz O’nları
hatırlamadık, biz O’nları “fark ettik.”
“Dünyanın en zor mesleği”
diye başlayıp “ekmek parası uğruna”
sözcükleriyle devam eden ve ”hakkınızı helal edin kahraman şehitlerimiz”
ile biten cümleler kurduk.
Gerçekten… Hakkınızı
helal edin…
Böyle yas tutulmaz
çünkü.
Ertesi gün unuturuz biz…
Hakkınızı helal edin…
Not:
Bugün biraz baktım
millet ne yapıyor ne ediyor diye. Bakmaz araştırmaz olaydım… O “Soma” temalı
yemekleri görünce, selfielere bakınca kafam attı. Belki daha hassas bir yazı yazabilirdim ama
merhamet duygusunun bu kadar azaldığı, kalplerin kirlendiği bu duygusuz
dünyada, iyilerin dövüldüğü,sövüldüğü,öldürüldüğü bu düzende sakin kalmak
imkansız.
Herkese bir kalp, o
kalbin içine de merhamet dilerim.
Bırakın yası.
Önce kendi hayatınızdan
başlayın.
İnsanları kalbinizle okuyun. Kalbinizle dinleyin.
Kalbinizle hareket edin.
Kalbinizle yaptığınız
her iş size geri dönecek artık anlayın bunu.
Hakkınızı helal edin… Hep
var olan ama 300 ve civarı ölü verdikleri için fark edilen, hep
sömürülmüş insanlar… Hakkınızı helal edin…
Son olarak,
Bahsettiğim
tarzlar yas ise ben yasta değilim.
Bu yazıda ünlem işareti yoktur. Çünkü ünlem işareti bile hayret içersinde ve yasta.
Gözde