Kurnazı sildim çünkü aklınca beni
kullanabileceğini sandı.
Sinsiyi aramadım çünkü pişkinliğinden
ben bile utandım.
Kalpsizi Allah’a havale ettim çünkü yapacak bir şeyim kalmamıştı.
Merhametsizi denedim çünkü sonunda haklı çıktığımı görecektim.
Kompleksliyi görmemezlikten geldim
çünkü O’nun işi zordu acıdım.
Aramayanı aramadım, sevmeyeni
sevmedim. İstemediğim yerde kalmadım, istemeyeni zorlamadım.
Gururum için her şeyi yaptım. Son ana
kadar ahlaklı kaldım.
Temizledim…
Sonra bir zaman geçti. İki yol vardı.
Ya içindekilerin bir kısmı çürümüş diye bütün çuvalı yakacaktım ya da açıp
içini tek tek ayıracaktım.
Bu çürük… Bu sağlam!
Çuvalı yakmışlığım var. Pire için evi
yakmışlığım da var. E gemilerin ününü biliyorsunuz! Ben bu yakma işini kökten
çözdüm sanmışım. Geldiğim bu noktadan arkama dönüp baktığımda izlediğim
yöntemin acemice, canı yanmış ve başarısız olduğunu gördüm.
Yakmakla temizlenseydi şu an içinde
bir kuru dalın bile kalmadığı koskoca ormanda tek başınaydım.
Yakmak değil yazmak temizler.
Hayatına iyileri almak, herkesin mutluluğunu dilemek, güzelliğini dillendirmek
temizlermiş.
Sevmek temizlermiş.
Çuvalı yakamadım… Daha önce
yakmışlığım var…
Daha beter olduğunu gördüm.
Edebiyatı bırakmak gerekirse çok
sevdiğim insanlarla görüşüyorum, sınırlarımı belirliyorum, kafaya takmak benim
olayım ama onunla da iyi geçiniyorum. Artık onu da sakinleştirebiliyorum.
Ağlak
hiç bir atraksiyonum yok hobilerim arasında ve kendimi suçlamıyorum.
Boş zamanlarımda beni sevenlerleyim.
En sevdiğim mevsim hala sonbahar. Hala kötü besleniyorum ve annemi zaman zaman
üzüyorum.
Her şeyin bir zamanı varmış ve hiçbir
şey nedensiz değilmiş. Bir sonraki yazımın konusu. O kadar çok şey oldu ki bunun doğruluğunu
kanıtlayan…
Şükrediyorum… Çok şükrediyorum…
Bana tüm sıkıntılarımın nedenini
anlama fırsatı verdin, bugüne şükür ama ben kulum. Nankörüm… Doymam…
Daha da iyi olsun istiyorum.
Daha iyi olacak.
İnadına!
İyi bir şey var.. Son bir şey sanki.
Hala ismini koyamadım.
İnadına iyi olacak.
Çünkü her zaman iyiler kazanır.
Çünkü yakmanın yıkıcılığını yaşadım.
Tek başınaydım.
Çok şükür…
Not
Hayatımın bu bölümünün adı Sezen Aksu’nun
bir şarkısında gizli.
Hani herkes arkadaş hani oyunlar
sürerken…
Hani şarkılar bizi henüz bu kadar
incitmezken…
Eskidendi… eskidendi… çok eskiden…
Canımı acıtmasaydınız sizi
atmayacaktım. Hiçbir zaman kıymayacaktım. Ama gözümün içine baka baka kalbimi
oydunuz.
Umurunuzda mı?
Ben de öyle tahmin etmiştim…
Yazılarımı sırf beni sevdiği için
okuyan ve beğenen tüm güzel insanlara teşekkür ederim. Siz olmasaydınız şu an
koca evi yakmakla meşguldum.
İyi olun…
İnadına!
Gözde