Aslında, bitmek tükenmek bilmeyen emicilikleriyle
her daim mağdur, kendine tutunacak bir mağduriyet uyduramadıkları durumlarda bu
sefer de mağdur olamadıkları için mağdur, hep şikayetçi, sonsuz mutsuz, tek gözü ağlarken diğer gözüyle “ilgilenen var mı acaba?” diye bakan “kronik kurbanlar” dan bahsedecektim bu yazımda.
Sonra başıma bir iş geldi. Ve kesin karar verdim.
Ben bu dünya üzerinde en ama en çok sinsi ve kurnaz insandan haz
etmiyorum!
Kurban arkadaşları sonra deşeceğim, şu an gözümde
melek onlar melek sevgili okuyucu! Allah yukarda şimdi bak. Öyle kötülüğünü
falan düşünmez onlar. Zaten kendini düşünmekten sıra sana gelmez ama yok yok samimi olarak sever seni… Hiç
değilse bir sonraki adımını bilirsin, hep tetikte bir ilişkin olmaz kurban
kişiyle. Ne dediyse odur, ne yaptıysa odur.
Neyse kurbanlar, siz şöyle bir durun.
Ah o sinsiler yok mu ... Ah o kendinden başka herkesi aptal zannedenler var ya…
Ah ah ah ki ne ah…
Sakin.
Esip gürleyince olmuyor, malum.. Zaman her türlü gürleyişten güçlüdür.
Hadi madde madde ilerleyelim.
-Bu söyleyeceğim kesinlikle alıntıdır. Son
zamanlarda okuduğum en iyi de cümledir. “Öfkenizi kontrol altında tutamıyorsanız mesafeli
davranın ve çenenizi mümkün olduğunca kapalı tutun.” Bu öğüdün üzerine
söylenecek laf yok cidden. Mesafe hayat
kurtarır, sükut altındır. Bu çok teknik bir hadise, ama emin olun ki olumsuz
hangi duygumuz varsa davranışımıza yansımasını yönetebiliyoruz. Daha doğrusu yönetebiliyormuşuz. Daha önce deneyimlediğimiz ve bize zarar getirmiş o
haller aslında bizim dışımızda ve bizden çok zayıf. Ciddiyim, istersen beynine sor?
Ha gayret,
ya sabır!
Azıcık
uzaklaş, bir tutam sessiz kal bakalım, haksız çıkarsam gel bul beni.
-Herkesi anlamaya çalış. Sinsi deyip attırmak kolay
, O’nun açısından nasıl okunuyor olay bir sor. İstisnadır ama hayat bu, belki yanlış
anlıyorsun. Bir araştır, iletişim kur(okuyucum sana söylüyorum Gözde sen anla)
-Kötü davranış sahibini bağlar. Üstüne alınma.
-İnsanlara iyi davran, hiç kimsenin “haz
etmediklerim” listesine girme.
-İnsan kaybetmek çok kolay. Herkesin kredisi olsun.
Gemileri yakma. Belki düzelir. Belki düzelmez. Şans ver.
-Tamam tamam yüksek doz olumluluk canını sıktı.
Alttan al , idare et, sus nereye kadar diyorsun. Peki son çare. Dünyanın en
basit çözümlerinde biri hatta: Size
mutsuzluktan başka getirisi (aslında götürüsü) olmayan, sizi aşağı çeken insanı
hayatınızdan uzaklaştırın, durum ciddiyse ve imkan varsa hayatınızdan tamamen
çıkartın. Ne mesafe koyman gerekir ne susman.
Olmayanla muhatap olmama durumu.
Temiz!
Esip gürleyince olmuyor, malum... Sabır her türlü gürleyişten zordur.
Bu bilindik tavsiyeler, kalıplaşmış cümleler – yazan
ben olsam dahi- can sıkıcı geliyor bana da . Bilmişlik taslamak değil niyetim ne de haddim...
Ama bazen öyle bir an oluyor ki,
her zaman duyduğunuz şeyler çok alakasız bir yerde çok alakasız bir kişi
tarafından söylendiğinde yerini buluyor. Bir an, sadece bir an. Aydınlanma
yaşıyor insan… Yaşayacağı varmış elbet ama vesile bu ya.
Bir kişiyi bile etkilesek kar değil mi?
Hey sen! Mağdur kişi .. seni unuttum sanma. Yaşayacağın bir kaç "felakete" yazım hazır olur J
Sevgiler,
Gözde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder