15 Temmuz 2019 Pazartesi

No pain ‘de bir dünya markası ol.

Yazmaya başlamak bir sebeptendir. Yazmaya devam etmek içinse bir nedene ihtiyaç duymasınız. Tıpkı bugün olduğu gibi, bir nedenim yok. İnsan gözünde büyüktükleriyle gerçek anlamda  karşı karşıya kalınca uzunca  düşünüyor tabii. Hiç bitmeyen bir tefekkür hali. Düşünüp düşünüp neye sarılıyorsak o bize merhem işte... 
Tabii bu hal tercih meselesi, hiç düşünmeden  “neden ben?”  kolaycılığına yaslanmak da iş görecektir. Yalnız baştan uyarayım , bu geçici iş görüşün  sonu küslüğe çıkar. Kendine küsersin, etrafındakilere küsersin, Allah’a küsersin.
Zaten  sorduğun soru  baştan yanlış bir de Allah’a trip atmak mı?
Tövbeler olsun...!
Neden hep kolayı seçeriz? 
Neden biz!!? Neden benim başıma geliyor tüm bunlar?? Ben ben ben...
Sıkıntılar beni buldu, bende karar kıldı ve beni sevdi!
Nereden gelir bu özgüven ? Kibir? 
Hepimiz aynı acılardan geçiyoruz. Şükredelim halimize zira  herkes acı içinde diye söylemiyorum takdir edersiniz ki bunları. Hiç bir sıkıntı yok ki bize özel gönderilmiş olsun. Sıkıntı özel değil sıkıntıya verdiğimiz anlamlar ve acıyı yaşama süremiz bize özel. 
Bir karpuzu düşünün. Neredeyse bütünü sudan oluşuyor ama biz karpuzu çatalla yiyebiliyoruz çünkü içindeki lifler suyu tutuyor. Hissettiğimiz “şey” her neyse onu da tutmak bizim elimizde. Yok sayarak değil işte tam karşımdasın diyerek!
Karpuz örneğini anlamadınız gibi bir hisse düştüm şu an. Şeyma Subaşı misali. Bilemedim... 
Arayı açmak iyi olmadı sevgili okuyucu dur şimdi başka bir kanaldan giriyorum konuya.
İnsan mecbur kala kala, kafasına vurula vurula sabır etmeyi öğreniyor. Evet mecburen! Kimse bana kişisel gelişim çığırtkanlığı yapmasın sabretmek zorla yapılan bir eylemdir. Önemli olan sabırla aranı iyi tutmaktır. Sevmediğin bir işi yaparken müzik dinlemek gibi, konuşmak istemediğin  bir konuyu sırıtarak anlatmak belki , hiç bulunmak istemediğin bir ortamda güzel bir anını hatırlayıp gülümsemek ve de. Ama illa ki kullanım kılavuzunu iyi okuyacaksın sabrın. Yoksa ne sonu selamet ne de muradına ermek olur.
Küçük bir çocukken çok sabırsızdım. Büyüdüm ve işler hiç değişmedi. Benim için bir sıkıntı, bir olay , bir şey işte her ne ise ya anında sonuçlanmalı  ya da baştan yaşanmamalıydı . Beklemek cehennemdi. Beklemek, sınavına asla çalışmayacağım bir dersti. Beklemeye dair bildiğim bir halt yoktu, olmazdı, olamazdı.  Oysa hayat bazen insana vazgeçmek , pes etmek, oyunu bitirmek gibi bir lüksü  vermez. Devam edersin, kanar durur sen devam edersin. Sabretmek zorla yapılan bir eylemdir. Sen devam edersin. Sabredersin.
“Bu da geçsin , bir kaç gün kaldı bitiyor, şu ay çıksın önümüz açılacak, şuraya gidelim hele, şu işi de bitirelim dur ..” 
bir baktım ki gayet bekliyorum, ayaklar haşat, eller paramparça , kafa darbeleri çok... Yahu bekliyorum! 
Rocky filmlerini izleyenler bilir. Serinin 4. filminde Rocky Rus rakibiyle tek maç yapıp dostu Apollo’nun intikamını alacaktır.
Eşit şartlar yoktur, eşit fiziksel özellikler yoktur, eşit mücadele hiç yoktur.
Rocky son raunda kadar mücadele eder, son raund gelir çatar. Rocky  Ivan’a “vur der hadi vur !” Filmin sadece o anlarını izleyen biri bu adam kendini öldürtmek istiyor diye düşünür ve fakat adam sadece kazanmak niyetindedir. 
“No pain!”
Film anlatmayı hiç beceremem, filmin sonu mu ?
Kaçıranlar ve tekrar izlemek isteyenler internetten izlesin diyorum:) Filmde şu yazdıklarımın çoğu etten kemiktendir.

Hadi vur!

Beklemeye dair bildiğim bir halt yoktu hani, olmadı ,olmazdı?
“Allah insanı iddiasından vurur..”  diye bir söz okudum geçenlerde, o hesap var say canım okuyucu. Sen say dur ben bekliyorum. 
Düşünüyor insan dediysem bakma, kolay değil beklerken. Belki mecburen ama kolay değil. Düşünüp düşünüp neye sardıysak o ilaç işte...
Yok sayarak kaçamayız sevgili okuyucu, ne varsa çekeceğiz ne yoksa bekleyeceğiz. Başkalarını da görerek, başkalarını da hissederek ve ancak başkalarıyla hep birlikte.
Çünkü sadece sana özel değiller. 
Sen... sen... sen.. 
Yalnız değilsin!
Sen.. sen...
Yok sayma! İşte tam karşımdasın!
Sen..
Ailene sarıl, arkadaşlarına... 
Ruh sağlığı çok önemli. Onunla birlikte vicdanını kaybetmiş insanlar var.
Haline şükret dostum.
Kolay değil , kolay olmayacak o kadar.
Buraya yazıyorum , bak gör kafası karışmış okuyucu.
Fakat önce ruh sağlığı ve vicdan.
Bunlar yoksa boşuna yazarsın boşuna dinlersin boşuna okursun...
Seni üzene beddua etme, zaten cezasını bulmuş gibi duruyor ne dersin?
Geri kalan da sadakamız olsun be canım okuyucum.

Sabretmek zorla yapılan bir eylemdir, beklerken düşün.
Konuşmaya değecek mi? Yazdığın kadar mı?
Bazen çok zor...
Hadi vur!

Sevgiler..

Gözde







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder