Sevdiğin insan tarafından
sevilmemek tanıdık hikayedir.
Asıl yıkım sevildiğini zannettiğin yerde
artık (ya da başından beri) sevilmediğini anlamaktır.
İşte bu yüzden bazı insanlar “karşılıksız
sevgiye” yatkındır. İkinci seçenek kalplerine çok daha ağır gelecektir.
Bilirler.
Aldatılmaya hazır değildirler. Hoş kim
aldatılmaya hazır olur? Aslında hiç sevilmediğine şahitlik etmek ister?
Evet, aldatmada kesinlikle sevgisizlik
hakimiyet kurmuştur.
Ve asıl yıkım sevdiğin insan tarafından
aldatılmaktır.
“Gözde, doğruyu söyle. Bak bari bunu söyle ..
Yoksa aldatıldın mıııı??”
dediğinizi okur gibiyim.
Şu, “yazdıklarından yazanı ameliyat etme”
eylemi iliklerinize işlemiş bir kere ah sevgili okuyucu. Ben hemen suları
serpiyorum o halde.!!
Şöyle ki, kardeşiniz bir film izledi. Bir
Türk filmi. İsmi “Cebimdeki Yabancı” ...
Vizyona girdiğinde gitmek istemiştim, olmadı
(şaşırmadık) ...
Her neyse. Bir Ferzan Özpetek yapımı, Serra
Yılmaz yönetmen. Oyuncular şahane. İzleyen bilir.
Filmi anlatmak ya da eleştiri yapmak
niyetinde değilim zira Ömür Gödük ( soy adını yanlış yazdığıma eminim ama idare
ediver) o işi hepimiz adına yapıyor. Üstelik avm’de dolaşan şortlu gençler gözüme
batmıyorken ben haddimi bilirim arkadaş! Sadece film beni üzdü. Sonra
düşündürdü. Ve bu yazıyı yazmama sebep oldu.
Filmde herkes birbirini aldatıyor!
Herkes birbirine yalan söylüyor!
Karısına, kocasına, arkadaşına...
Ve herkes bu yalanlara maruz kaldığından
habersiz, başka yalanların mimarı olmaktan utanmadan hayatına devam ediyor.
Yahu cidden herkes böyle mi?
Hepimiz birbirimize yalan mı söylüyoruz?
Gerçekten bittik mi biz ? Bu sanal hayatların
birer oyuncusu, telefonlarımızın esiri, tüm gerçek duyguların katili miyiz?
Filmi anlatmak ya da eleştiri yapmak
niyetinde değilim zira çok zarif görselleri olan bir filmdi. Kaldı ki
haddime değil.
Söylemek istediğim, aslında hissettiğim şu ki
içinde bulunduğumuz zaman en kötü olanı ve daha da kötü olanlarına şahit
olacağız. Böyle giderse..
Üzüldüm.
Sanki az üzülürmüşüm gibi...
Elli yıl önce doğmak isteyenler burada mı?
Her yer kirli geliyor şimdilerde…
En beteri de bu sahnede benim de rolüm var.
“Gözde, doğruyu söyle..Bak bari bunu söyle...
Yoksa aldattın mıı??”
Allah senin tependen bakmasın e mi?
Yine de seviliyorsun tatlı okuyucum.
Sevdiğin tarafından sevilmemek tanıdık hikayedir.
Asıl yıkım sevildiğini zannettiğin yerde bir
izinin olmadığını fark etmektir.
İşte bu yüzden bazı insanlar “kabuğuna
çekilmeye” yatkındır.
Her neyse, siz kötülüğe yalana dolana bakın
ama görmeyin olur mu?
Ben de film deyip geçeyim.
Tamam anlaştık:)
Sevmenin ve sevilmenin ne anlama geldiğini bilmeden buralardan
gitmemeniz dileğiyle.
Kalbinizdeki size döndürülecektir
,illa ki ve her daim ...
Sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder