4 Nisan 2014 Cuma

Beklemekten istifa etmek.

Ramazanda pide, markette kasa, vapur çıkışı dolmuş, havaalanında bagaj (ki en uyuz olduğum), bankada gişe kuyruğu…
Hepsinde beklersin. Ama illa ki o pideyi alır, markette ödemeni yaparsın .  Dolmuşuna  biner, bagajına kavuşursun ve faturanı ödersin.
Hepsinde beklersin evet ama sonunda beklediğine değer.
Peki ya beklemene rağmen gelmeyen insan, gerçekleşmeyen olay, gidilemeyen yol,  duymadığın söz ya da en beteri kuramadığın hayat, bir türlü yolunda gitmeyen işler ve değişmeyen şansın ne olacak?
Ben sana söyleyeyim.
Hatayı en başta yaptın. Olmayacağını bile bile kendini kandırdın.
Beklemenin rahatlığına kendini kaptırdın. Beklemenin sana vaad ettikleri işine geldi.
Peki sana soruyorum.
Tek soru.
Sen ne yaptın?
Beklemek dışında ne yaptın?
Sana bir şey söyleyeyim mi…
Yapsan da olmayacaktı.
Hiç değilse bu sıralar, beni,  başka türlüsüne inandıramazsın.

Sonucunu az çok tahmin ettiğin şeyi beklemezsin. Bu eylem “kendini kandırmaktır”
Pek mutluysan şayet,
Devam et.

Ben yokum.


Not:
Ne berbat bir hafta geçirdik. Ülkemiz çok güzel ama içindekiler içine etmekte “usta”.  Umarım iyi olur. Açıkçası başka bir temennide bulunamıyorum.
İyi bir hafta sonu geçirin. Geçen hafta sonu çok yıprandık.
İyi olun.
İyi olacak diyemiyorum,
Hiç değilse bu sıralar, beni,  başka türlüsüne inandıramazsınız.

Gripin-Gül Güzeli Akustik… Dinlesenize bir ara…


Sevgiler,

Gözde

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder