20 Mart 2014 Perşembe

Bekar bakışı evlilik.

Alan büyükse çare kuş bakışıdır ya net kavramak için. Evliliği kavramak için de bekar bakışı gerekir bazen.
Konunun evlilik olduğu tartışma programlarına bir bakın. Konuşmacılar ya hali hazırda ya da zamanında evlidir.  Çıkıp da bir Allah’ın kulu bekara sormaz  evlilik hakkındaki düşüncelerini. Çünkü bazı şeyler “tecrübeyle sabittir.”
Olur mu öyle şey yahu! Tamam evliliğin kitabını yazamaz bekar insan ama hiç değilse anne babasını temel alarak birkaç nacizane genellemede bulunup,  etrafında şahit olduğu evliliklerden yola çıkarak konu hakkında  yorum yapamaz mı?
Hepsini geçtim bu kardeşimizin  “ideal evlilik” kavramı, bir güzel hayali de mi yok?
Siz o programa neden çıkartmıyorsunuz bu insanları soruyorum? J
Tamam tamam abarttım... Memleketin birincil sorunuymuş gibi coştum biliyorum.
Biraz gülün istedim be… Valla iyi olun…
Neyse eksen kaydı yine…
Konuya geri dönmem gerekirse gerçekten yaşamadan bilemezsin bazı şeyleri. Evlilik de bu anlamda ahkam kesilecek konu değildir. Yalnız her insanın kafasında bir “ideal” muhakkak vardır.
Şu konunun evlilik olduğu program var ya… Orada illa ki örnek bir çiftimiz olur hani… 50 yıllık evliliklerinin sırrını anlatan 70’lerinde tatlı mı tatlı bir çift. Programı sunan hemen sorar “mutlu evliliğin sırrı” diye. Cevap klasik “Her şeyden önce saygı.”
Genellemeler izafidir. İnsan önceliklerinden yola çıkarak geneller.
 O güzel çiften özür dileyerek kendilerine katılmadığımı söylemek isterim. Çünkü saygı kendiliğinden gelişen bir şey değildir. Sevgisiz saygı olmaz. Bu derin konuya girmeden kısa kesmem gerekirse benim için her şeyde olduğu gibi evlilikte de sevgi esas olmalıdır.  Etrafıma bakıyorum da siz ister “mantık evliliği”  ister günümüz  meali  “proje evliliği” deyin, nasıl siniyor içlerine?  İnsanın kalbi almıyor. Aklına sığmıyor. Düşünsenize karşınızdakine “yeteri kadar” veya  “olması gerektiği gibi” ya da uzatmayalım “kalpten” bağlı değilsiniz. Hissettiğiniz şey “sevgi” değil.  Rahat bir hayat imkanı, belki çocuk özlemi  en beteri de “tüm arkadaşlarım evli bir ben bekarım” kaygısından insan nasıl olur da evlenir benim algılarım almıyor.  Zaten sevgisiz  yapılan hiçbir şeyi aklım almıyor…
O yüzden benim için uzun uzun bir evlilik tanımı  yok. Eğer sağlam bir sevgi varsa (sağlam sevgi oldukça sağlam) zaten diğerleri “teknik” olarak gelişir. Örnek: Saygı-güven-anlayış vs.
Asıl soru mu…  O “sağlam” dediğin sevgini ne kadar muhafaza edebileceksin. Kimlerden  koruyup hangi dış etkilerden sakınıp da yıllarca yaşatabileceksin?
İşte asıl meselen bu olmalı. Sevdin anladık da,
Ne kadar sürdürebileceksin…

Canım okuyucuma not:
Bakmayın böyle düşündüğüme, tabii ki körü körüne sevgiyle evlilik olmaz… Bunun  bilincindeyim… Anlatmaya çalıştığım eğer kalpten seveceğin ,sağlam karakterli ve biraz da dengin (üzgünüm o kadar da olacak) bir insan kısmet olmamışsa sana, evlilik için yanıp tutuşmak niye? Allah yazdıysa olur . Sen bu kısmı O’na bırak. Asıl meselene dön.
Sevmediğin biriyle hayatını nasıl kuracaksın?
Ben böyle mantığı ne yapayım?
Bu mantık değil olsa olsa ticarettir, projedir, anlaşmadır.
Ve hiçbir anlaşma maddesinde sevginin zerresini dahi   göremezsin.

Bu yazıyı okuyan evliler inşallah hayat boyu sevgilerini korurlar. Allah ayırmasın.
Bekarlara ise  gönüllerine göre versin.

Allah ne derse o bazen… Çabalayın… Ama zorlamayın…

Sevgiyle,

Gözde




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder