11 Mart 2014 Salı

Gezi şehitlerine ithafen...

Bu yazı Gezi olayları sırasında katledilen tüm kardeşlerime gelsin…

“Kardeşlerim” derken bunu laf olsun diye söylemedim. Bu sabah Berkin’i duydum ya… İşte yine o fiziksel “can acısı”
Hayatımın belli dönemlerinde hissettiğim o acıyı duyunca o zaman anladım laf olsun diye olmadığını… İçimden bir şey sökülmüş gibi, kalbim acıdı. Bahsettiğim kesinlikle fiziksel bir acı… Siz de yaşamışsınızdır muhakkak. Ben bunu çok ağır durumlarda hissederim.
Çok az söylerim…
Berkin canımı yaktı.
“Söyleyecek söz bulamıyorum” derler ya… Ben hiçbir zaman buna inanmadım. Çünkü her zaman illa ki söylenecek bir şeyler olurdu. Ama bu sefer gerçekten tıkandım.
Beddua mı edelim küfrü mü basalım… Sokaklara çıkıp  kafamıza bir kurşun mu yiyelim yoksa ağlayalım mı?
Bana biri yapacak bir şey söylesin…
Ben neden her sabah acaba bu gün ne olacak kaygısıyla uyanıp, akşam eve giderken haberlerde ne izleyeceğim bakalım endişesini taşıyayım…
Neden  gülerken  utanayım ya da   yaşamak  ayıp kaçsın… Neden…
Biri bana söylesin…
Beni kendi ülkemde mutsuz etmeye ne hakkınız vardı? O çocukların hiç yaşayamayacağı duyguları çalmaya ne hakkınız vardı?  O anaları yakmaya ne hakkınız vardı?
Ne hakkınız vardı ey eli kanlı katiller!


Yazılarımla ne kadar insana ulaşırım bilmiyorum ama bir kişi bile okuyup düşünse yeter benim için. Ben inanıyorum ki ,bu olanları hiç tahmin etmeden,  zamanında oy verenler şimdi pişman. Geç kalmış sayılmazsınız. Kendiniz için olmasa da var olan çocuklarınız ya da doğacak torunlarınız için…
Elinizi vicdanınıza koyun.

Bu ülke “hırsız” ve “katil” diye anılan insanlar tarafından yönetilmeyi  hak ediyor mu… Onca kan boşuna mı döküldü bu topraklarda…
Kalbinizi dinleyin…

Hayalperest olmaya gerek yok. Kim gelirse gelsin  illa ki olumsuzluklar olacak. Ama bir düşünün… Bunca kıyım…  Bir sürü darbe görmüş insanların bile  “daha önce hiç böyle bir hükümet gelmedi” dediği bir yönetim şekli…
Aklınızı çalıştırın…


Son olarak;
Bugün Berkin ölmüş dediğimde “Berkin kim?”  diyenler oldu. Bu kayıtsızlığı asla affetmiyorum. Renksizliği affetmiyorum.  
Çünkü;
Tarafsızlık karaktersizliktir.

Tüm kardeşlerimin mekanı cennet olsun.  Ahirette karşılaşmak dileğiyle.
Ne yazık ki  bu kabus dolu günler bitene kadar güvendiğim tek adalet Allah’ınkidir.



Gözde

1 yorum:

  1. Bizim aciz olmaya ihtiyacımız yok ve herşeden önce kendimizi sorgulayarak bencil duygularımızla ve boşvermişliklerimizle yeniden hesaplaşmamız gerekiyor. Adını "vatan" olarak koyduğumuz bu topraklarda insanlık adına ben ne yaptım, ne katkılarda bulundum ve yılların getirileri sonunda heba olan küçük bedenlerin bugünlerimize işlemesine yol açan bilinçsizliğimin ve farkında olamayışlarımın yükünü nasıl taşıyabilirim.

    İçimizdeki tartışmaların davranış biçimimizi etkileyeceğini bile bile, değişimin toplumsal anlayışlara yansımasını sağlayabilecek güce gem vurmayı, hiç bir bireyin göze alamayacak kadar duyarsızlıkla karşılayabileceğini sanmıyorum. İnsani potasiyelimiz, sahip olduğumuz değerleri çeşitli düzeylerde ve farklı anlayışlarla önce kendimize, sonra da çevremize yansıtmada bize yol gösterecek kavramları taşımaktadır. Yeter ki, aciz ve ezik bir dünyanın bize baskın çıkmasına izin vermeyelim. Bunun için de, kimsenin okumadığını varsayacağımız yazılarımızla, davranışlarımızla kendimizi ifade edebilmenin her türlü arayışlarını hissetmemiz gerekmektedir.

    Konuşalım ve yazıya dökülen ifadelerin daha nasıl kitlelere ulaşılabilecek yollarının olabileceğini araştıralım. "Okunmaz" olarak değil, ancak, okunan fakat geri tepki verilmeyen anlayışların biraz olsun tartışmalar içinde yer almasını başarabilecek algı yoğunlaşmasını sağlamaya çalışalım. İnsanların içine kapandıkları dönemlerdeki davranış analizlerini tartışalım ve kendi içimizdeki organizasyonu dış dünyaya insani değerler olarak nasıl dönüştürebiliriz, bunun yollarına bakalım.

    "Bitaraf olan, bertaraf olur" karaktersizliğini üzerimizden atabilmenin anlamsızlığını bilerek, bana dokunmayanın makbul olduğu anlayışa karşı organize bir bimde hareket edebilmenin ve saygın toplum için kendine saygılı güç devinimlerinin bilincinde birey oluşturma çabalarına nasıl katkıda bulunabileceğimizi, düşünelim...

    YanıtlaSil