17 Şubat 2014 Pazartesi

Terakki... Şişli Terakki...

1989 yılında girdiğim kapıdan 2011 yılında ilk çıktığımda şaşkındım. Çünkü  başka bir hayatım olmamıştı. Tüm çocukluk ve ilk gençlik anılarım Terakki’ydi. Bütün merdivenlerinde, duvarlarında, sıralarında kazılı…
Şimdi ne yapacaktım?
Hayat dediler… İşte şimdi başlıyor.
Başlıyor başlamasına da bakalım benim niyetim var mı Terakki’den çıkıp gitmeye… Ne yalan söyleyeyim bugün bile düşünüp üzülürüm bir üniversite açamadılar diye. Üniversite denilen girmeden önce gözümde büyüttüğüm, daha ilk gün hiçbir anlamı olmadığını anladığım,soğuk prefabrikte anladım ki artık Terakki yok. Çocukluğum, tertemiz hayatım, etrafımdaki arkadaşlarım…
Liste uzundu. Saymadım.
Üniversitenin ilk günü hayatımın ilk yalnızlığını hissettim. O yalnızlık duygusu yakamı 4 sene bırakmadı.
Terakki benim sığınağımdı. Her şeyim vardı orda. Hiç eksiğim yoktu. Evimdi çünkü… Güvenimdi…

Bu yazıyı yazmak aklıma bizim okulun yeni açacağı kampüsün reklamını gördüğüm an geldi. Aklıma gelmedi aslında kalbime kondu demek daha doğru.
Afişi görünce şaşırdım çünkü daha önce haberim olmamıştı yeni kampüsten. Sonrasında da araştırmadım.
Niyetim de yok.
Yıllar sonra okulumu ziyaret gittiğimde sınıfımı bile tanımadım. Fen Lisesi yapmışlar.
Bir daha gitmedim.
Niyetim de yok.

Çünkü benim için Terakki ilkokulda ders sırasında  sıkılınca tuvalete gitme bahanesiyle lise inşaatına gidip bayır aşağı çimenlerde yuvarlandığım günlerde kaldı. Benim için Terakki o yuvarlandığım arazinin bahçesinde geçirdiğim orta okul ve lise günlerimde kaldı.
Dahası yok… Fen Lisesiymiş yeni kampüsmüş.
Öğrenmeye niyetim yok.
Ama biliyor musunuz çok özledim…
Çünkü Terakki’den çıktığım gün yalnızlığın ne olduğunu öğrendim.
Çünkü ben sadece orada “ben olduğum için” sevildim.

Güzel Not:
Dönüp bakıyorum da güzel geçen okul yıllarıma… Tek kötü anım yok… Bugünkü birçok şeyi de Terakki’ye borçluyum. Hala aynı frekansta düşünebildiğim ve anlaşabildiğim insanlar hep Terakki’den kalma çocukluk miraslarım… Hepsinin gözlerinde çocukluğum, gençliğim var…
Bu yazı  hepsine gitsin.
O’nlar kendilerini çok iyi bilir.
Bizi bilmeyen de kendi gibi bilir ki bunun gerçekten konuyla alakası yok…

Bu bir vefa yazısıdır. Başta beni böyle güzel bir okula yolladıkları için aileme, sonra Terakki’deki tüm saygı değer hocalarıma ve beni yaşantım boyunca ben olduğum için seven Terakki miraslarım güzel arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Hakkınızı helal edin…

Anma
İlkokul öğretmenim Şeniz Sezen ve Orta Okul Edebiyat öğretmenim  Nükhet Ökmen’i rahmetle anıyorum.
Eğer bugün iki lafı üst üste koyabilmeyi becerebiliyorsam Nükhet Hocam’ın katkısı büyüktür.
Nur içinde yatsın…

Tüm Terakkililer’e selam olsun…!

Unutmayın,,,

Terakkili üşümez! J

Gözde


1 yorum:

  1. Şeniz Hocam, beni Alman Lisesi'ne sokmuş, kendisini tam ÖYS'ye girmeden önce kaybetmiştim. O insanların yeri dolmaz, Allah rahmet eylesin.

    YanıtlaSil