Sevgi tüm duyguların beynidir. Çünkü
hepsinin gidişatı O’na bağlıdır.
Ne bir adım atarız O’nun nabzına
şerbet vermeyen ne de kararlarımızı
ondan bağımsız alabiliriz. Benim kadar gerçekçi olmasın bir insan, yine de O’na
danışmadan edemez.
Haberi olmasa da danıştığından…
Tabii insan insan der dururum da bu
insan diye genellediklerim kalp, vicdan sahibi olanlar. Aslında yazılarımın başına değil de bloğumun
tam ortasına yazmalıyım bunu:
“Kalbi olmayan, merhametsiz
tipler girmesin, hadi girdi okumasın.
Hadi okudu anlamaya çalışmasın. Çünkü O’nlara hitap etmiyorum.”
Her neyse yine yeniden bir eksen
kaymasının eşiğinden dönerek konuma gelmek isterim.
Çok uç bir örnek vereyim mi? Ben, hal
tavırlarından gıcık kaptığım market elemanları var diye yolumun üstündeki
markete bile girmem. O yolun uzayacağını
bilsem de sempatik kasiyerlerin olduğu ve sorularıma cevap aldığım reyon
elemanlarına sahip markete girerim.
Bizim evin oradaki iki marketten
bahsediyorum sadece, düşünün…! Ne kadar
ufak, ayrıntı, belki saçma. Bunun bir de hayatıma yansımalarına bakalım…
En son örneği vereyim mi? Yaklaşık
bir ay önce yeni işime başladım. 1 aya yakın işe alma sürecim sürdü! Artık
sonlara yaklaşıyorum, sıra direktörle tanışmaya geldi. Girdim toplantı odasına,
arkamdan direktör hanım geldi ki kendisi bu güne kadar gördüğüm en tatlı
insanlardan. Tanıştık işte O anlattı, ben anlattım… Sonra artık konu nasıl beni
öyle bir cümle kuracak hale getirdiyse aynen şunu dedim…
“Belki bu söylediğim çok amatörce ve benim için olumsuz izlenim olacak
ama ben sevmediğim insanla iş için telefonda bile konuşmak istemem hatta bir
yolunu bulurum ve konuşmam!”
Heh… Geç kaldın Gözde… İyi halt yedin
ne güzel sana şimdi Oscar verirler hatta üstüne Nobel’i de alırsın sen bravo.
Diğer dünyada da bu dürüstlüğünden dolayı hurma bahçesi aldın mı tamamdır. Bu
işi alsan ne olacak!
Kızım bi sus… Bi tut şu çeneni, oyna
biraz! Profesyonel hayat de, iyi bilirim de, aman efendim önce saygı de … Sen
iş görüşmesinde neden “sevgi” sözcüğünü kullanıyorsun?
O gün eve dönerken yol boyunca
düşündüm. Olumsuz düşündüm.
Olumlu oldu!
Yani tabii ki bu cümleyi kurduğum
için değil. Sadece bu sevgi denilen illetin hayatım üzerindeki etkisinden
bahsediyorum. Sevmek derken büyük kalp bağlılıkları değil ama ben haz etmediğim
insanla selamlaşmak bile istemiyorum üzgünüm. Hele saygı falan hiç duyamıyorum
yani çok pardon. Artı gayet de belli ediyorum valla kimse kusura bakmasın.
Saygı sevgiden önemliymiş…
Geç bunları…
Sevgi tüm duygulardan üstündür. Dozu
önemli değil. Saygı dediğin ortaktır elbet ama hissenin büyüğü sevgidedir.
Aydınlatıcı Not
Her ne kadar gerçekçiyim desem de
sevginin gerçekçilikle zıt olduğunu düşünmüyorum. Bence sevgiyle ilgili bu
tespitim gerçeğin ta kendisi! Fakat burada tekrardan altını çizmek isterim ki bu
yazıdaki sevgiden kastım derin bağlılık değil. Sadece bir insana ısınmadıysan o
insanla bir şey yapamazsın. Yoksa birini sevmek dünyanın en zor işidir, ben
“seni seviyorum” cümlesini sık kullananlardan nefret ederim. Annem dışında da
sürekli söylediğim biri olmamıştır.
Çünkü sevmek zor iştir.
Sevdiğiniz insanlar az ama öz olsun
ve hep hayatınızda kalsın inşallah… Onun dışında bu yazımda bahsettiğim türden
sevgi bağını esnafınızdan tutun çalışma ortamınıza kadar herkeste hissedin
umarım çünkü öbür türlü ya yalnızlıktan çıldırır insan ya da rol yapmaktan…
SEVGİ ile kalın,
Gözde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder