“Değişmeyen
tek şey değişim” derler ya. İşte o koca bir yalan!
Bu hayatta insanın kendisi de dahil her şey
değişir evet!
Eyvallah…
Fakat!
Asla değişmeyecek şeyler vardır.
Kaderci
yaklaşım!
Bu
kadercilik meselesi fena. İnsanı bir buhrandan diğerine götürebilir ya da daha beteri olduğu yere gömer! “Kader böyleymiş elden gelen bu” der insan işin içinden sıyrılır. Fakat gel
gelelim bir de “kader diyemezsin sen kendin ettin” tribi vardır ki işte tam da bu noktada işler
karışır.
Realist
yaklaşım!
Peki
şimdi ne yapacağız? Kadere boyun eğmek olmaz, e her haltın suçlusu da biz
olamayız. Demek ki bizim için ,elimizdeki malzemeyi, değişebilecek ve hep aynı
kalacak başlıkları altında ikiye ayırmamız hakkımızda en hayırlısı. Elime bir
kağıt alıp uzun uzun liste yapacak değilim. Açıkçası hiç de uğraşamam. Bir kere 2014
felsefeme aykırı! Ama geniş bir özet geçmem gerekirse başta duygularım olmak
üzere, fikirlerim, zevklerim ya da her neyse edebiyata gerek yok kısaca ben
değişebilirim. Bir sabah uyanırım ve bir de bakmışım eski Gözde’den eser bile
yok…!
Hayatımın
bu bölümünde çok yoğun hissettiğim bir şey bu. Otuz yaşın bana verdiği bir
armağan. Armağan diyorum çünkü değişen özelliklerim eski yüklerim…
Neyse
benim eksenime kayan konumuzu eski rayına sokmam gerekirse kişinin kendisi zaten
değişimdir. Dünya üzerinde hiçbir insan yoktur ki değişmesin. Bu tespit bizi
her şeyin değişebileceği yalanına sürükler. İnsanların kafa karışıklığı da
burada başlar. Sen ne kadar değişirsen değiş, hatta öyle ki eski seni
tanımayacak duruma gel, hayatında değiştiremeyeceğin gerçekler ve hiç
değişmeyecek bir alın yazın olacak.
Karışık
geldi tabii… Valla ben de pek anlamadım. Gelin birlikte çözelim.
Şansını
değiştiremezsin. Kendini yırt paramparça et. Vur kır parçala istediğin
atraksiyon serbest. Şansın değişmez. Ya çoktur ya azdır ya orta karardır ya hiç
yoktur. Ama hep aynı miktardadır dikkat et…! Şansını değiştiremezsin…
Aileni
değiştiremezsin. Bu kısım için Allah’a şükredenlerden olun inşallah, ben
öyleyim.
Bazı
olayları değiştiremezsin. Bazı insanların sana karşı olan duruşlarını da
değiştiremezsin. Bunun kadercilikle
ilgisi yoktur. Sadece senle ilgili senin dışında gelişen şeyler vardır. Kadercilik
boyun eğmektir. Bununla ilgili vurucu
bir örnek vermem gerekirse kimseye zorla
kendini sevdiremezsin ya da daha vurucusunu isterseniz ,istisnalara saygı duymak kaydıyla, çok
istediğin bir şeye sahip olamazsın. Çok istemek kişinin sınavıdır çünkü sonunda
hüsran vardır.
Gerçekleri
değiştiremezsin. Ki en sevdiğim kısım da bu… İşine gelsin ya da gelmesin
gerçekler hep oradadır.
Karakterinin
temellerini oluşturan özü asla ama asla
değiştiremezsin. Karakterin değişebilir ama özün asla! En büyük kazıkları
yemene sebep olsa bile iyi niyetin senin bir uzvundur. Kesip atamazsın.
Değişimi,
kişiye her şeyin değişebileceğini
düşünme hakkı vermeyeceği gibi , değiştiremediği şeyler de kadercilik edebiyatı
yapma hakkı vermez. Değişen şeyler ve hep aynı kalacaklar ayrımını beynimizde
halledip kalbimize kabul ettirmemiz gerekir. Kadercilik kolaya kaçmak daha da
beteri suçu Allah’a atmaktır. Aldığımız nefesin sayısı bile belliyken kaderi
inkar etmek korkunç olur fakat yaşadığın hayatı ancak senin seçimlerin
belirler. Kitapta da yazdığı gibi Allah sana yolları sunar. Seçme işi sana
kalmış!
Değiştiremeyeceğin
şeyleri düşünme. Kaderini zorlama. Hiçbir şeyi zorlama. Zorlamak kişinin imtihanıdır çünkü sonu hayal kırıklığıyla biter.
Sıfatlandıramadığım
Not:
1
sene önce hayatım çok güzeldi, altı ay önce ise bir enkaz… Bugün ise “güzel” ve “enkaz” sözcüklerinin
sözlük anlamlarını bilmediğimi yeni fark ediyorum. Çünkü değişiyorum fakat
değiştim diye değiştiremeyeceklerime küsmüyorum. Kaderimi seviyorum. Şansımla
iyi geçinmeye çalışıyorum.
Kaderinizi
zorlamak yerine sadece sevin… O ne yapacağını biliyor.
Lakin…
Oyunda
siz de varsınız…!
Ben
yeni bir hayat kurma çabasındayım. Bu uzun zaman aldı. Tek başına yapmak
imkansızmış… Beni seven insanlar varmış.
Minnettarım…!
Allah
hepimize güzel kaderler yazmış olsun inşallah.
Sevgiler,
Gözde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder